Şubat 5, 2025

İmranlı Haber: Güncel ve Tarafsız Haberler

Güvenilir ekonomi analizleriyle, heyecan dolu spor, yenilikçi teknoloji, en taze magazin ve genel haberlerle gündemi yakalayın!

Wall Street Journal gazetesinin hedefinde MİT Başkanı Kalın var

ABD'li Wall Street Journal gazetesi, "Rusya'nın yaptırımları delmek için Türkiye'ye gönderdiği, iki milyar doları dondurulan beş milyar dolarlık para transferi" için Milli İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın'ı suçlaması tartışma yarattı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesinde, Joe Wallace, Costas Paris ve Jared Malsin imzasıyla çok konuşulacak bir haber yayımlandı.

Habere göre, Rusya-Ukrayna savaşından birkaç ay sonra Moskova yönetimi, Türkiye’ye beş milyar dolardan fazla para gönderdi.

Büyük Amerikan bankaları üzerinden yapılan bu para transferleri, ABD’li yetkililerin dikkatini çekti.

Haberin devamında, işlemleri inceleyen müfettişlerin, “bunun ABD yaptırımlarından kaçınmak için kullanıldığını ortaya çıkardığı” iddiası yer aldı.

İKİ MİLYAR DOLAR DONDURULDU

ABD hükümeti, banka transferlerinin iki milyar dolarlık kısmını dondurdu. Böylece, Rus fonlarının iki milyar doları JP Morgan’da sıkıştı.

Biden yönetiminin de Türkiye’yi kızdırma endişesi nedeniyle Adalet Bakanlığının paraya el koymasını engellediği öne sürüldü.

Daha önce olduğu gibi bir kez daha bir Türk Bankası hedef tahtasına konulurken, Rusya’nın Türkiye ile ortak hareket ederek ABD yaptırımlarını bu banka aracılığıyla deldiği iddia edildi.

“MİT BAŞKANI İBRAHİM KALIN ROL OYNADI” İDDİASI

Gazete, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın’ın Cumhurbaşkanlığı Sözcülüğü dönemine işaret ederek ödemeler sürecinde rol aldığını öne sürdü.

Haberin sonunda henüz iki hafta önce göreve gelen Trump yönetiminin şimdi yaptırımlarla stratejik ittifaklar arasında karar verme durumunda olduğunun altı çizildi.

HÜRRİYET YAZARLARINDEN TEPKİ

Haberin, pozitif atmosferde başlayan ikinci Trump dönemini Türkiye aleyhine etkilemek amacıyla yapıldığı iddia edilirken Hürriyet gazetesi yazarları Hande Fırat ve Abdulkadir Selvi, Wall Street Journal’a tepki gösterdi.

HANDE FIRAT: “MANİDAR’ DEDİRTTİ”

Hande Fırat, “ABD’nin derin devleti harekete mi geçti” başlıklı yazısında, “Wall Street Journal gazetesi öyle bir haber yayımladı ki zamanlaması da amacı da manidar dedirtti” dedi.

ABD’nin, Türkiye’nin nükleer güç olmasını istemediğini öne süren Fırat, “Haberin son bölümüne bakınca, yani Trump’ın vermesi gereken karara dikkat çekilerek asıl amaç da net bir şekilde ortaya çıkıyor. Haber, adeta Trump’ı etkilemek için kaleme alınmış. Diğer yandan ABD’nin Türkiye’nin nükleer güç olmasını istemediği bir sır değil. Hatta bu projeden başından beri rahatsız olduğu biliniyor. Bu nedenle de Trump için yazılan bu haber aynı zamanda da Türkiye’ye yönelik bir baskı” satırlarını kaleme aldı.

“BİRİLERİNİN AMACI TRUMP İLE TÜRKİYE’NİN ARASINI BOZMAK”

Hande Fırat, Ankara’nın olaya bakışını şöyle özetledi:

“2022 yılında bloke edilen iki milyar doların bugün haberleştirilmesi tesadüf değil.

Wall Street Journal muhabirleri Joe Wallace, Costas Paris ve Jared Malsin’e konuşan Amerikalı kaynaklar aslında Başkan Donald Trump’ın Türkiye’yle arasını bozmanın peşinde.

Bir başka deyişle Wall Street Journal, Trump’ın işini zorlaştırmak ve yeni yönetimin Türkiye’yle arasını bozmak isteyen bürokratik oligarşinin maşası olmuş. Bu noktada Donald Trump’ın seçim zaferinden sonra selefi Joe Biden’ı ‘geçiş sürecini mümkün olduğu kadar zor hale getirmek için her şeyi yapmakla’ itham ettiğini hatırlayalım.”

“İBRAHİM KALIN BİRİLERİNİ RAHATSIZ ETMİŞ”

Hande Fırat, haberde MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın adının geçmesiyle ilgili ise şu satırları yazdı:

“MİT Başkanı’nın bu şekilde hedef alınmasını Suriye’de yaşanan son gelişmelerden ayrı okumak elbette mümkün değil. Belli ki Milli İstihbarat Teşkilatı’nın son aylarda elde ettiği başarılar birilerini rahatsız etmiş.”

İki milyar doların dondurulmasının “yasal dayanaktan yoksun” olduğunu ifade eden Hande Fırat, “Türkiye-Rusya Nükleer Santral Anlaşması Ukrayna savaşından 12 yıl önce, yani 2010 yılında imzalandı. İki milyar dolarlık Rus fonu hiçbir yasal dayanak olmaksızın 3 yıl boyunca donduruldu. Proje tamamen yasal. Üstelik savaştan öncesine dayanmakta” dedi.

“HİÇBİR SONUÇ VERMEZ”

Biden yönetiminin bu fonları yasal bir zorunluluk olarak değil siyasi bir araç olarak bloke ettiğini öne süren Fırat, “Peki Amerikan bürokrasisinin attığı bu son kurşunun etkisi ne olur? Açıkçası Türkiye sahada kazandığı başarılarla masadaki dengeleri çoktan değiştirdi. Üstelik Donald Trump’ın hem Rusya-Ukrayna savaşıyla hem de Suriye’yle ilgili tutumu çok iyi biliniyor. Bu koşullarda yeni Amerikan yönetimine, Ankara’yı da malzeme ederek çekmeye çalıştıkları operasyon hiçbir sonuç vermez” ifadelerini kullandı.

ABDULKADİR SELVİ: “KALIN’IN HİÇ İLGİSİ YOK”

Bir diğer Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi ise “ABD basını MİT başkanını neden hedef gösterdi” dedi.

Kalın’ın, “hiç ilgisi olmayan bir konudan” dolayı hedef gösterildiğini ifade eden Selvi, “Analiz baştan sona çelişkilerle dolu, birbirini tekzip eden cümlelerin arka arkaya sıralandığı bir operasyon gazeteciliği kokuyor. Biden yönetimine yakın kalemlerin Başkan Trump’la Erdoğan arasındaki ilişkiyi bozmaya yönelik bir hamlesi olarak görünüyor. Rusya, Ukrayna savaşı 24 Şubat 2022 tarihinde başladı. Türkiye olarak Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısına karşı çıktık. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün yanında durduk. Ama ABD’nin Rusya’ya yaptırım kararına katılmadık” dedi.

Wall Street Journal’de yayımlanan analizin, Rusya’nın 2022 yılında Ukrayna yaptırımlarından birkaç ay sonra bloke edilen iki milyar dolar tutarındaki parasıyla ilgili olduğunu hatırlatan Selvi, şunları yazdı:

“Akkuyu Nükleer Santralı’nın yapımı için Rusya ile Türkiye 2010 tarihinde anlaşma imzaladı. Rusya, nükleer santral yapımı için dokuz milyar dolar kredi açtı. O zaman Rusya-Ukrayna savaşı var mıydı? Yoktu. Rusya’ya yaptırımlar var mıydı? O da yoktu.

Üç gazetecinin imzasıyla yayımlanan analizde ise Rusya’nın yaptırım kararından sonra, 2010 yılında yapılan kredi anlaşmasının gereği olarak Türkiye’ye beş milyar dolar para aktarmak istediğini yazıyor. Bunun üç milyar doları aktarılmış. Sorun iki milyar doların aktarılması sırasında yaşanmış. Amerika, Rusya’nın iki milyar dolarını bloke etmiş.”

FIRAT’IN AKSİNE SELVİ’DEN FARKLI İDDİA

Selvi, Hande Fırat’ın aksine paranın iki milyar dolarlık kısmının el konulamama sebebinin, “Biden yönetiminin Türkiye’yi karşısına almak” olduğunu yazmadı. Selvi, “Türkiye ile Rusya arasındaki kredi anlaşmasının taksiti olduğu için paraya el koyamamış. Şimdi bunu yazmalarının sebebi ise Trump’a ‘Bak Biden bu paraya el koymadı, sen el koy’ diye ihbarda bulunmak” dedi.

“RUS ŞİRKETLERİ YAPTIRIMA DAHİL DEĞİL”

“Wall Street Journal’ın yayını maddi gerçekliklerden o denli kopuk ki neresini düzelteceğimi şaşırdım” diyen Selvi, şöyle devam etti:

1- Rusya ile Türkiye arasındaki Akkuyu Nükleer Santral Anlaşması 2010 yılında yapılmış. Ortada henüz Rusya-Ukrayna savaşı yok.

2- Nükleer santralın yapım işini Türk ortaklarıyla birlikte Rus Rosatam şirketi üstlenmiş. Rosatam şirketi ile yine Rus Gazprombank arasında 9 milyar dolarlık kredi anlaşması imzalanmış. Gazprombank, Rusya’nın ünlü Gazprom şirketinin bankası

3- Ukrayna savaşından sonra ABD, Rusya’ya yaptırım kararı almış. Ancak Gazprombank ve Rosatam isimli Rus şirketleri yaptırıma dahil değil. Bu şirketler bizimle ilişkileri nedeniyle yaptırım dışı tutulmamışlar. Tam aksine ABD ve Avrupa’nın çıkarları için yaptırıma dahil edilmemişler. Gazprombank, Avrupa’nın Rus yakıtı ithal edebilmesi için, Rosatam ise ABD’nin Uranyum tedarikinin devam etmesi için yaptırım dışı tutulmuş. Amerika ve Avrupa kazanıyorsa yaptırım yok.

4- Ayrıca hem Gazprombank, Wall Street’te muhabir hesaplara sahip. Ayrıca başından beri ABD’nin en büyük iki bankası JP Morgan Chase ve Citigroup bu para akışını kontrol ediyor.

5- Nükleer Santralle ilgili hesapların açıldığı Ziraat Bankası ise JP Morgan ve Citigroup’la muhabir hesaplara sahip. Yani her şey şeffaf, her şey yasal. Yaptırıma dahil değil.”

Ancak Selvi, yazının devamında bu sefer, paranın iki milyar dolarlık kısmının el konulamama sebebini “ABD Adalet Bakanlığının olayı kanıtlayamaması” olarak yazdı:

“O zaman Adalet Bakanlığı’na hâkim olan ekip, “Rusya Merkez Bankası bu yöntemle yaptırımları delmeyi hedefliyor” diyor. Ama parayı bloke ettiren Adalet Bakanlığı 3 yıl içinde bunu kanıtlayamadığı için paraya el konulamamış. Nükleer santralı inşa eden Rosatam şirketi ise bu paranın kredi anlaşmasının bir dilimi olduğunu ve nükleer santral yapımında kullanılacağını, yüklenici firmalara ödemeler yapılacağını bildiriyor.”

“MİT BAŞKKANI NE ALAKA”

Selvi, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın habere dahil edilmesini ise şu sözlerle tepki gösterdi:

“MİT başkanı ile ilgili ileri sürdükleri gerekçeleri o kadar maddi gerçeklikten uzak ki sormadan edemedim: İbrahim Kalın’ın fotoğrafını MİT Başkanı diye analizin sonuna neden eklediniz? İbrahim Kalın’ın daha önce Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı, Sözcü ve Ulusal Güvenlik Danışmanı olduğunu hatırlatılıyor, sonra MİT Başkanı olduğunun altı çiziliyor. Peki, bu görevlerin para transferiyle ilgisi ne? Efendim o dönem çok güçlü bir bürokratmış. Adalet Bakanlığınca 2022’deki ödemelere İbrahim Kalın’ın da dahil olduğundan şüpheleniliyormuş.

“STAJYER MUHABİRLER YAZSA HABERİ YÜZÜNE ATARLAR”

İki devlet arasındaki kredi anlaşmasına göre yapılan ödemeler şahısların üzerinden olur mu? Köydeki amcana havale mi çıkarıyorsun? Bunu stajyer muhabirler yazsa haberi yüzüne atarlar. Ama Wall Street Journal’ın kıdemli üç gazetecisi böyle bir cehaletin altına imza atmışlar. Bunu bilmeden mi yapıyorlar? Benden daha iyi bilirler. Peki neden yapıyorlar? Çünkü habercilik değil operasyon gazeteciliği yapıyorlar. Belli ki MİT bir yerde bunların ayağına basmış. Ama bu iş o kadar ucuz değil, MİT bunun cevabını hem sahada hem masada verir.